Mbl Eğitim Akademi ve Danışmanlık - Kobi Danışmanlığı - Performans Danışmanlığı - Eğitim Danışmanlığı - Kurum içi Eğitimler - Etkinlik Eğitimleri - Kişisel Gelişim Eğitimleri - Liderlik Eğitimleri - Çağrı Merkezi Eğitimleri - Yabancı Dil Eğitimleri

Yeni Bir İşletme Açmak - İşletme Yönetimi

Vudu, Batı Afrika’daki diğer adıyla voodoo inancına göre ölü bir insan, büyücü tarafından diriltilebilir ve sonrasında kendi bilinci yerinde olmayacağından o büyücü tarafından kontrol edilirler: Zombiler hareket edebilir, normal insanlar gibi yemek yiyebilir, duyup konuşabilirler ancak hafızaları yoktur ve içlerinde bulundukları şartları idrak edemezler. Bugün vudu zombilerinden değil,  popüler kültür zombilerinden bahsetmek istiyorum. 

Popüler Kültür zombilerinin, Vudu zombileri gibi şamanistik ve folklorik güçleri bulunmuyor. Ne amaçla dünya ya geldiklerini bilmeden, muhakeme yeteneği olmayan, canlı insan etine odaklanmış ve sürü olarak hareket eden yarı canlı yaratıklardır. Tekrar ölmelerini sağlamak için kafalarını bir sopa ile vurmak yeterli oluyor. 

Popüler kültür zombileri ile ilgili her geçen gün yeni bir sinema filmi ya da dizisi daha hayatımıza girerken bir taraftan da bu filmlerden mi etkilenirler bilinmez ama Ticari hayatın içine atılan zombilerimizin sayısı arttıkça artar. Ticari zombilerde Sinemada gördüğümüz zombilerden çok farklı hareket etmezler aslında. Canlı insan eti yerine, yeni popüler olan sektöre odaklanırlar. Örneğin günümüzde adım başı çiğ köfteci görmenizin sebeblerinden biri de budur. Kısa bir dönem önce de 'bir milyoncu' diye tabir ettiğimiz, genel adına tahtakale dediğimiz iş yerleri ile dolmuştu etrafımız. Bu zihniyet için, bir yatırım yapmadan önce önemli olan; bir sektörün pazar analizini yaparak, pazar ihtiyaçlarını belirlemek. Talep - arz dengesine göre üretim yapmak değil. Para var mı bu işte? diye sorup, 'var' cevabını aldıktan sonra tüm zombi camiası olarak bu sektöre dadanmaktır. 
Bu sebeple etrafımızda zombilere ait iş yerleri mantar gibi bitip duruyor. Yaptığı iş ve sektör ile ilgili hiç bir fikri olmayan bu insanlar kısa sürede hüsrana uğrayabiliyorlar. Şimdi 'yahu kendi kendilerine batıp duruyorlar sana ne oluyor?' diyorsanız söyleyeyim. Bir tüketici olarak bu işletmeler doğrudan bizi etkiliyor aslında. Kalitesiz ürün ve hizmeti alırken sağlığımızı büyük bir riske atıyoruz. Bununla da kalmayıp, müşteri memnuniyetine değil ellerine geçen paraya odaklandıkları için,müşteriyi azarlamaları an meselesi oluyor. Yani çiğ köfteci, duygularınızın üzerine acı biber döküp, nar ekşisi gibi bir suratla sizi uğurluyabiliyor. Tabi eğer gıda sektöründe iş yapan bir zombi ile alış veriş yaptıysanız hijyen beklentinizin de olmaması gerektiğini unutmayın. Sadece tüketicilere de zarar vermekle kalmayıp, bu işi uzun süredir yapan esnafın dükkanının dibine gelip, aynı ürünü satan dükkan açtıkları için bu esnaflarında batmasını sağlarlar. 

Bir diğer unsur ise bu zombilerin yaratıcılıktan ve markalaşmadan gayet uzak olan işletme isimleri. Ya ünlü bir markanın devşirme ismini görüyoruz tabelalarında ya da İngilizce - Türkçe karması hiç bir hikayesi ve anlamı olmayan kelimeleri.Zombilerimiz için kurumsallıktan bahsetmiyorum bile çünkü bunların kafasına vurup kendilerine gelmelerini sağlayacak kadar büyük bir danışmanlık sopası maalesef yok... 

Saygılarımla 
Oktay KENDİRCİ